Get in touch

Yürüyüş Analizi Nedir?

Yürüyüş Analizi Nedir ?

Yürüyüş analizi, vücudun bir yerden bir yere  yürüyerek  hareket etme şeklinin değerlendirilmesidir. Yürüyüş analizinin amacı, hareket halindeki herhangi bir anormalliği tespit etmektir. Bir kişinin yürüyüşü, vücudun görsel, somatosensoriyel ve vestibüler sistemlerinin kullanımını içeren karmaşık fonksiyonların bir kombinasyonudur. Bu sistemlerin herhangi birindeki problemler ve ilgili eklemlerdeki problemler postüral ve yürüyüş anormalliklerine yol açabilir.

 

Yürüyüş Analizi Kimlere Yapılır ?

Yürüyüş anormallikleri, hastalık veya yaralanmanın neden olabileceği olağandışı yürüme modellerini içerir. Bu tür düzensizlikler kalça, sırt, boyun, ayak, diz veya ayak bileklerinde ağrıya neden olabilir. Yürüme veya hareket analizi olarak da bilinen yürüyüş analizi, bireyin ayakta durma ve yürüme şeklinin kapsamlı bir değerlendirmesidir. 

Özellikle ; 

-Postür Bozuklukları (Skolyoz , kifoz , lordoz )
-Ayakta Oluşan Deformasyonlar (Halux-Valgus , Pes Cavus,Pes Planus vb.)
-Plantar Faciit
-Topuk Dikeni
-Topuk Ağrıları
-Nasır Oluşumu 
-Morton Nöroma
-Aşil Tendon Deformiteleri 
-Kireçlenme 
-Bacaktaki kısalık
-Ayak boy farkı
-Yürüyüş Bozuklukları
-Sporcularda & spor esnasında yaralanma  vakalarında,
-Diyabetli bireylere ve yürüyebilen herkese yapabildiğimiz bir prosedürdür.

Ayak Biyomekaniği

İnsan iskeletinin yaklaşık %25’inin ayakta olduğu düşünülecek olursa ayak biyomekaniğinin ne kadar kompleks ve karmaşık olduğu anlaşılabilir. Ayak yapısını oluşturan kemikleri birbirine bağlayan ligamentlerin, hareketi kontrol eden kasların ve kemik ile kasları birbirine bağlayan tendonların işleyiş biçimleri ve birbirleriyle olan ilişkilerini anlamak, ayak biyomekaniğini anlamak açısından büyük önem taşır. Bu elemanlardan herhangi bir tanesinin işlevini yitirmesi veya tam olarak işlevini gerçekleştirememesi durumunda ise ayak da bizim için hayati öneme sahip fonksiyonlarını yerine getiremez.

Yürüyüşün yaklaşık %60’ı basma, %40’ı ise salınım fazıdır. Her iki aktivite de aktif şekilde gerçekleştirilir. Yani ayaktaki ve bacaktaki kasların tam anlamıyla uyumuna bağlı olarak mekanik bir ilerleyiş sağlanmaktadır. Bu hareketlilikte iki temel etken rol oynamaktadır. Bunlar sinirsel aktivite ve mekanik aktivitedir. Sinirsel aktiviteden bahsetmeden önce vücudun sinir yapısından bahsetmekte fayda vardır. Beyin her saniye yüzlerce sinyalin iletildiği bir organdır. Duyu organlarından gelen bilgiler beyne gelir, işlenir ve bu bilgilere cevap verilir. Örneğin bir köpek üzerinize koştuğunda kaçma emri beyin tarafından verilmektedir. Duyu organlarından gelen cevabın beyne iletildiği ve beynin emirlerinin vücudun tüm bölümlerine iletildiği yollara sinir denmektedir. Konumuza dönersek, sinirsel aktivite ayağa beyin tarafından verilen hareket emridir. Eğer beyinle ayak arasında bulunan sinirlerde herhangi bir aşınma veya kesilme olursa beynin emri ayağa gidemez ve hareket gerçekleştirilemez. Mekanik aktivite ise beyinden gelen emirlerin kaslar tarafından uygulanması ile gerçekleşmektedir. Yani kasların sağlıklı olması ve gelen emri yerine getirebilmesi, ayağın hareket edebilmesi için oldukça önemlidir. Şimdi bu iki etkenin düzgün çalıştığı durumlarda ayağın sahip olacağı biyomekaniğe değinelim.

Normal Ayak Biyomekaniği

Normal ayak biyomekaniği temelde her insanda benzer olsa da ufak farklılar barındıran ve asıl amacı vücut hareketlerinin vücutla koordineli yapılabilmesini sağlayan bir sistemdir. Bu sistem vücudun en kalabalık kemik sistemidir. Her kemiğin kendince işlevleri vardır ve her kemik bir diğerine bağlıdır. En ufak kemiğin hareketi bile tüm ayakta bir hareketlilik sağlayabilir yani ayakta uyum oldukça önemlidir.

Ayaklar Hareket Halinde iken

Ayaklar hareket ettiğinde topuk kemiği yandan yana hareket eder. Topuklar doğru bir şekilde hareket ederse, yürürken ayağınızdaki ark çöker ve sonrasında kendini toparlar. Ayağın tamamı yere değdinde topukta dönme biter , ayak bileğinde dönme başlar. Bu döngü her adımda tekrar eder ve düzgün ilerleme sağlanır.

Topuk Yere Vurduğunda (Heel Strike)

Yere ilk değen kısım topuğun dış kısmıdır. Yumuşak doku (kaslar, tendonlar ve ligamentler) rahatlar. Ayağınızın tabanı düzelir, düzensiz yüzeylere uyum sağlar ve inişe girerken darbeyi emer (pronasyon). Bu esneklik hareket mekaniğinin en etkili parçalarındandır, çünkü yürürken yüzlerce farklı yüzeye temas edilmektedir. Çukur, tümsek veya düzlük her türlü ortama en uygun şeklin ayak tarafından alınması gerekmektedir. Bunun yanında darbelerin kısmi olarak bile olsa azaltılması, ayağın alabileceği hasarlardan kurtulmasında etkili olmaktadır.

Ayaklar Yere Bastığında (Midstance)

Ayağın ön ve arka kısımları aynı seviyededir. Ayak, ağırlığınızı taşıyacak durumdadır. Yani ayakların yük taşıma kapasitesinin maksimum olduğu durumdur. Yalnızca hareket anında değil, özellikle ayakta yapılan uzun beklemelerde bu pozisyon kişinin daha rahat ve daha uzun süre dayanıklı halde kalmasını sağlar. Ayak baskıdan dolayı daha yaygın bir halde bulunur.

Topuk Yerden Kalkarken (Toe-Off)

Pasif dorsifleksiyon oluşur, ayak yerde sabit olduğu için tibia öne doğru gelir. Bu aşamada soleus kası eksantrik olarak kasılır ve tibianın öne gidişini kontrol eder. Topuk yerden kalktığında biraz içe doğru yatar. Kaslar, tendonlar ve ligamentler gerilir ve sıkılaşır. Ark tekrar yükselir, pozisyona geri döner ve bu pozisyon ayağın yerden kalkmasını sağlar (supinasyon).

Fazla Hareket Yıpranmaya Neden Olur

Ayak tabanı fazla düzeldiği zaman (aşırı pronasyon) bazı kemiklere taşıyabildiğinden fazla ağırlık yüklenir. Bu bölgelerdeki kaslara daha fazla iş düşer ve böylelikle kemikleri ve eklemleri yerinde tutan ligament ile tendonlar zorlanır. Zaman içinde ayağın tabanında veya topuk civarlarında şişmeler ve ağrılar veya başparmak ekleminde kemik çıkıntısı (haluks valgus) oluşabilir.

Ayak yere bastığı zaman eğer ark fazla düzleşirse bilek ve topuk olması gereken pozisyona dönemez. Ayak vücut ağırlığından ötürü yorulur ve yıpranır. Keza topuklar çok fazla yandan yana hareket ederse olmas gerektiğinden fazla çökecektir. Ayakta oluşan fazla hareket zaman içinde ayak sorunlarına neden olabilir.

Normal bir yürüyüş topuğun yere basmasıyla başlar. Bunu, kısa bir supinasyon (arkta yükselme) ve ileriye doğru bir hareket izler. Bu hareket ayağın pronasyonuyla (arkta düşme) devam eder, böylelikle vücudun ağırlığı orta kısmına yüklenir. Ayak parmaklarınızın yerden kalkması kısa bir suinasyonla olur (calcaneal inversion-topuk dış kısmına basış). Normal yürüyüşte vücudun ağırlığı parmaklardan geçer (1/3’ü başparmak, 1/6’sı da diğer parmaklardan olmak üzere).

Ayak ve Ayak Bileği Anatomisi

Ayak Anatomisi

İnsan vücudunun ağırlığını taşıma görevini üstlenmiş olan ayaklarımız, bu fonksiyonları en ideal şekilde yapabilecek bir kemik iskelete sahiptir.

Ayak kemikleri (ossa pedis) toplam 26 adet kemikten oluşurlar.

  • a. Ayak bileği kemikleri ( ossa tarsi) 7 adet
  • b. Ayak tarak kemikleri (ossa metatarsi) 5 adet
  • c. Ayak parmak kemikleri (ossa digitorum pedis, phalanges) 14 adet

Her bir ayakta, bazıları bacak kemiklerine tutunan 33 kas vardır. Bu kaslar dengenin korunmasında ve yürümede oldukça önemli rol alırlar. Ayakta 32 adet eklem, 128 ligament, 7200 sinir ucu bulunur.

Ayak Bileği Anatomisi

Ayak bileği, ayak ile bacağın birleştiği yerde oluşmuştur. Ayak bileği, sinovyal bir eklemdir. Tibia, Fibula ve Talus kemiklerinden oluşmuştur. Vücudun yerçekimi merkezinin dışında olduğu için değişik kompresif streslere açıktır.

Ayak bileği kemikleri 7 adettir. Bu kemiklere Tarsess adı verilir. Kemikler ayağın arka kısımında yer alır. Bunlar ayak iskeletindeki en büyük ve en kuvvetli kemiklerdir.

  • a. Topuk kemiği (calcaneus)
  • b. Kayıksı kemik
  • c. Aşık kemiği
  • d. Kama kemik 3 adet
  • e. Küpe benzer kemiklerden oluşur.

Talus kemiği, ayak ve ayak bileği arasındaki tek bağlantıdır.

Diyabetik Ayakta Biyomekanik Deformiteler

Diyabet hastalarının %68’inde az ya da çok bir ayak problemi bulunur.

  • a. Nasır (callus) oluşumu %51
  • b. Duyusal nöropati %34
  • c. Çekiç parmak %32
  • d. Otonom nöropati %25 oranında ayak problemi tespit edilmiştir

Diyabetik ayak, çok ciddiye almamız ve dikkate alınması gereken bir konudur. Diyabet hastaları, ayaklarına daha çok önem verip bazı hususlara dikkat etmelilerdir. Çünkü diyabetik ayak normal bir ayağa kıyasla çok da hassastır. Diyabetli kişilerin ayaklarında geçmeyen yaralar, ülser ve enfeksiyonlar kolayca yer edebilir. Doğru tedavi edilmezse ayaktaki hücrelerin ölümüne ve hatta bacağın kaybına neden olabilir. Bu durumların temelinde nöropati ve vaskülopati vardır. Nöropati kandaki anormal şeker seviyesine bağlı olarak ortaya çıkan ve sinir liflerinin enfeksiyona uğramasına yol açan hastalıktır. Vaskülopati ise damarlarda yine şeker hastalığının etkisiyle meydana gelen damarsal enfeksiyonlardır.

Diyabetik ayağın bakımı da normal bir kişinin ayağının bakımına kıyasla daha zor ve daha etkilidir. Ayaktaki ufak terlemeler bile diyabetik kişilerde yaralanma ve enfeksiyonlara zemin hazırlayabilir. Bu da ayak biyomekaniğini ve sağlığını bozar.

Merkezimizde Biyomekanik Muayene ile beraber Baropodometrik Ayak Analiz cihazımız ile ayağınıza uygun tabanlık ve ayakkabı seçiminde sizlere destek vermekteyiz.